- Merhaba, seni biraz tanıyabilir miyiz?
→ Merhabalar, ben Betül AKTAŞ, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi son sınıfım:)
- Diş hekimliği okumak zor mu?
→ Bu soru bence biraz değişken. Her bölümün kendince zorlukları var, her kişinin kendi zorluk sınırı. Bu soru şey gibi ‘ağrı kişiye özeldir, hasta ağrıyı nasıl tanımlıyorsa öyledir.’ Ama şunu söyleyebilirim, çok klişe bir cevap vardır düzenli çalışırsanız, çok çalışırsanız yaparsınız. Bu cevabın geçerli olmadığı çok fazla ders vardır. Teorikler için böyle klişe bir cevap verebiliriz. Ama günlerce hatta aylarca uğraşıp kaldığınız ödevleriniz, işleriniz olabilir. Bu sizin başarısız, yeteneksiz olduğunuzu, bu işe uygun olmadığınızı göstermez. Mesela ben en çok hiçbir şekilde bana bağlı olmayan sebeplerle ödevlerden kalmak konusunda zorlanıyordum. Bazı hocalarımızın ve asistanlarımızın eğitim anlayışıyla çatışıyorduk ve zorlanıyordum. Ama dediğim gibi kişiden kişiye göre değişir bence. Çok zor bir bölüm diyemem asla. Sen zorlandın mı derseniz eğer ben hep derslerde değil ama gördüğüm tavırlarda zorlandım diye cevap veririm bu soruya. Özellikle üçüncü sınıftan sonra derslere çalışırken eğleniyordum. Stajlar, bölümün en güzel dönemi olabilir. Onun da güzelliğinden alacak şeyler oluyor ama bu stajlardan, derslerden kaynaklı değil. Demek istediğimi anlatabildim mi bilemiyorum. Emek vererek, çalışarak başarılabilir, bunu yaparken aynı anda bir enstruman çalmayı öğrenebilir, bir toplulukta aktif olabilir, bir sporla ilgilinebilir bir öğrenci. Ödevlerin, sınavların arkasına sığınmak biraz bahane gibi geliyor bana. Hekim olmak kolay değil elbette ama hekim olmak yalnızca o diplomayı almakta değil. Ruhunuzun da yetişmesi gerek. Tabii ki kimse size piyano çalamayan birine dolgu yaptıramam demeyecek ama sizin halinizi etkileyecek. Tabi piyanist olmayacaksanız piyano çalmayı öğrenicem, halimi etkileyecek derken derslerden ödün vermek olmaz.
- Fakülte ve kampüs ortamı nasıl?
→ Periferdeki çoğu üniversite gibi BAİBÜ’nün de bir kampüsü var ancak sağlık bölümleri ne yazık ki bu kampüs ortamından pek faydalanamıyor. Tıp, Diş Hekimliği, Sağlık Bilimleri (hemşirelik ve diyetisyenlik), Fizyoterapi bunlara daha sonra İlahiyat ve Mühendislik fakülteleri de eklendi aynı yerde. 10-12 dk yürüme mesafesinde ana kampüs var. Orası tanıtım filmlerinde kullanılan çimlere uzanmış üniversite öğrencisinin yeri. Cidden güzel. Ama biz bunu pek göremiyoruz işte. Sağlık bölümündeki öğrencilerle tanışıklığımız oluyor ama diğer bölümlerdeki öğrencilerle yurtta kalmıyorsanız veya farklı bir şeyle ilgilenmiyorsanız tanışmak zor oluyor. Fakülte ortamına gelirsek benim başladığım dönemde öğrenci sayısı biraz daha azdı ve dönemler arası iletişim daha iyiydi. Bütün sınıflar, preklinik ve fantom labarotuvarları bodrum/zemin katta. Bu da bazı şeyleri kolaylaştırıyor, sosyalleşmeyi ve iletişimi sağlıyor. Bu durumu seviyordum ben. Diğer katlarda iise klinikler var. Dışardan bakan birisi siz hastanede mi ders görüyorsunuz diye sorabiliyordu bize. Biraz ayrılmış biraz iç içe diyebiliriz. Hastaların bazen karıştırıp öğrenci katına inmesi bazı kişiler için rahatsız edici olabiliyor ama ben rahatsızlık duymuyordum. Bu işle hemhal olacaksak erkenden hastalarla tanışıp konuşmak güzel oluyordu. Kantin ve kütüphanemiz var. Kütüphane biraz küçük ama ferah, aydınlık ve masalar büyük. Biz tabi kimse yoksa bebek odasına girip koltuklarda oturmayı daha çok seviyorduk. Öğrenci katında boş bir alan var ve orada bizler için masalar var. Ders saatinde ses olduğu için bir dönem tartışmaya sebep olsa da çok şükür şuan yerinde. Bu okulda dönemler arası iletişim önemli ve bir araya gelebildiğimiz tek alan. Ben önemsiyordum. Anlatıcıyı olumsuz olarak etkiliyordu muhtemelen ama üniversiteler gençlerin sesinin çıkması gereken yerler, tabii ki kuru gürültü olarak değil 🙂 kısaca fakülte yeni sayılabileceği için fiziki anlamda iyiydi. Bodrum kata bırakılmış dersliklerde pencere olmaması, sınıf kapısının önde olması bir sorun tabii.
- Bulunduğunuz şehirde öğrenci olmak nasıl, kolay mı?(ulaşım, kira vs.)
→ Bu soruyu atlayabiliyor muyum? 🙂 Çok objektif bir cevap veremem muhtemelen. Cevabımı beğenmezseniz silip paylaşmayabilirsiniz. Ben şehri sevmiyordum bu yüzden arkadaşlarımla konuşurken onların söylediği şeyleri de bu cevaba eklemeye çalışıcam. Öğrenci yurtları yeterli mi bilmiyorum ama özel-KYK seçenekleri vardı. KYK yurdundaki arkadaşlar gayet memnunlardı hallerinden anlattıkları kadarıyla. Özel yurtlar için genel bir şey söylemek mümkün değil ama fiyatlar için çok makul denemez. Hatta eve çıkmak çoğu kişi için daha uygundu. En azından benim bildiğim ve arkadaşlarımla sohbetimden duyduklarım böyleydi. Kiralar için çok uygun denemez. Aynı apartmanda aynı daire için öğrencilerin ailelere göre daha fazla kira ödediklerini biliyorum. Bunlar üzücü şeyler. Yine de özel yurtlarla kıyaslayınca evde kalmak bir çok açıdan daha avantajlı. Ulaşım konusu 🙂 bence bu küçük bir şehir için çok sorunlu bir konuydu. Üniversitede hastane olduğu için üniversiteye ulaşımda bir sıkıntı yok. Araç var ancak çoğu küçük şehir talihsizliği olsa gerek pahalı. Özellikle sabah saatleri çok kalabalık oluyor, binmek zorlaşıyor. Yine de belirli hatlarla okula ulaşım olması güzel. Ama bence böyle bir şehir üniversiteye bisiklet yolunu da hak ediyor. Bisiklet kullanmayı seven çoğu kişi çok memnun olurdu. Iklim koşullarını ve araziyi düşünürsek yılın büyük kısmında kullanmak zorlaşırdı ama bahar döneminde çok keyifli olurdu bence. Kullanan arkadaşlar vardı ama bisiklet yolu olmadığı için çok tehlikeliydi. Onun dışında şehrin sürekli reklamını yaptığı o doğal güzelliklere ulaşmak için çok önceden planlar yapmak, gün içerisinde nadir saatli otobüsleri takip etmek gerekiyor. Çok uzak olmayan mesafeler ama sanki çok uzakmış gibi. Çok öğrenci dostu bir şehir değildi benim için. Imkanlar içinde imkansızlıklar vardı. Merkezi yeten arkadaşlar için güzel bir şehirdi. Çok seven arkadaşlarım da vardı ama ben onlardan değilim 🙂
- Sınav sisteminiz nasıl, sınıfı geçmek kolay mı?
→ Bizde vize-final sistemi vardı. Ne yazık ki bir vize dönemi yoktu ki bu çok büyük bir şanssızlık. 2 ay boyunca her hafta farklı dersin vizesine girebiliyorsunuz. Bu durum planları zorlaştırıyor. Özellikle topluluk etkinliklerinde takvim hazırlarken biz zorlanıyorduk. Tam etkinlik yapılacağı gün sınav olacakmış hadi baştan planla gibi sorunlar oluyordu. Final dönemimiz belliydi ama 🙂 Benim preklinik dönemimde biraz zordu sınıf geçmek. Yine de dönem boyunca zorlayan hocalar sene sonunda geçirmek için de uğraşıyorlardı bence o kadar da haklarını yemeyelim şimdi. Sonradan geçme-kalma sistemi de değişti o da işi kolaylaştırdı. Alan dersi olmayan 2 dersi alttan alabiliyorsunuz ama alttan aldığınız yıl 2 dersi veremezseniz bir sonraki sınıfa geçemiyorsunuz. Ortalamanızın en az 60 olması ve finalden en az 60 almanız gerekiyor. Ortalamanız 80 ama finalden 59 aldıysanız bütünlemeye kalırsınız. Bütünlemede de yine aynı şekilde en az 60 almanız gerekir. Bütünleme sonrası tek bir dersiniz kaldı ve veremediyseniz tek ders sınavına girersiniz. Bizim okulda devam zorunluluğu olduğu için teoriklerde %60, pratiklerde %70 devam sağlamak zorundasınız. Aksi durumda sene tekrarı yapmak zorunda kalır öğrenci.
- Diş hekimliği okumak masraflı mı, malzemeleri nasıl temin ediyorsunuz?
→ Maalesef masraflı bir bölüm. Masrafınızın boyutu okuldan okula değişiyor ama. BAİBÜ görece daha az masraf talebi olan bir okul. Birinci snıf öğrencisi genelde malzemelerini alır. Sonraki yıllarda üst dönemlerinden temin eder bazı malzemeleri. Bu yüzden dönemler arası iletişim çok önemli. Yanlış bilmiyorsam Çapa’da düzenli hale getirmişler. Preklinikte aldığınız malzemeler size kalıyor ama klinikte size aldırılan malzemeler var ve onlar size kalmıyor bazen. Sosyal medyada çok görmüşsünüzdür, hastamın malzemesini ben alıyorum gibi yazılar. Evet ne yazık ki biz alıyoruz. Ama dediğim gibi görece BAİBÜ öğrencisine malzeme konusunda destek veren bir okuldu stajlarda. Bazı bölümlerde eldiven, maskeyi bizim aldığımız da oluyordu. Ya da okulun verdiği malzeme yetmediği için takviye malzemeler aldığımız da. Nasıl temin ediyoruz, zorlanıyor muyuz? Yani mecbur olduğumuz için temin ediyoruz zor veya kolay 🙂 ama burda öğrencilerin birbirlerine desteği çok önemli bence. Alt dönemine veya senden sonra o stajı alacak arkadaşına eindeki malzemeleri verirsen en azında o daha rahat eder ve bu biraz döngü oluşturursa herkes daha az zorlanır.
- Teorik ve pratik dersler nasıl oluyor?
→ Teorikler bildiğimiz gibi hoca gelir, anlatır(okur) sınav zamanında sınavınızı olursunuz. Pratik derslerde hoca veya asistan gelir o gün yapmanız gereken işin bir modelini yapar siz de ders sonuna kadar onu yaparsınız ve teslim edersiniz. Sınavında hocanın söylediği şeyi yaparsınız ve verdiği sürede bitirmeye çalışırsınız. Birinci sınıfta sabun-mum-alçı gibi materyallerden diş oyarsınız. Ikinci sınıfta restoratif diş tedavisi, endodonti ve protez pratik dersleri eklenir. Size dolguyu, kanalı, kaplamayı ve bunların aşamalarını öğretirler onları yaparsınız.
- El becerisi önemli mi?
→ Bence değil. Biraz yeteneği olan kişi ilk başlarda daha güzel yapıyor görünebilir ama biraz çalışmayla, emekle iyi işler çıkar.
- Diş hekimliğinde uzmanlık var mı?
→ Var. Doktora veya uzmanlık sınavıyla uzmanlık yapabilirsiniz. 8 klinik bölümde, yeni eklenmiş olan Oral patoloji bölümünde uzmanlık seçeneklerimiz var.
- Tercih dönemindeki arkadaşlara, okuduğun üniversiteyi ve bölümü önerir misin?
→ Eğer ailelerinin bulunduğu şehre yakınsa önerebilirim. Diş hekimliği mesleki tatmini yüksek bir meslek bence. Ne aradığınıza bağlı olarak da değişir. Stajlarda aradığım güzelliği buldum. ‘Allah razı olsun’ u duymak, gözlerinde görmek ben bu işi ömrümce yaparım dedirtiyor. Sağlıkta şiddet olaylarının geldiği hal ortada. Tıp hekimleri kadar olmasa da bizler de karşılaşabiliyoruz. Bu hale bakıp umutsuzluğa kapılmamak gerekli ama dediğim gibi öğrencilik haliyle tanık olduğum üç-beş olayla bunu söylemek biraz hayalcilik de olabilir, bana düşmez. Yine de dediğim gibi içten bir teşekkür bu umudu yeşertir, benim umutlarımı yeşertti.
- Son olarak üniversiteye yeni geçen arkadaşlarımız için söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
→ Pandemi döneminde sınava girmiş efsane nesil 🙂 sizleri yıllar sonra böyle anıcağız heralde. Tavsiye vermek çok haddime değil ama bir kaç şey söylemek isterim. Derslerin ucunu çok bırakmadan biraz sosyalleşmeye vakit ayırın derim ilk yıl. Sonraki yıllarda zaten zaman yönetimi konusunda daha iyi olacaksınız ama ilk yıl terazinin ayarı çok tutturulamıyor sanırım. Benim okuduğum şehir cafe cennetiydi bir çok yönden fakirken. Elbette arkadaşlarınızla oturup birer kahve içip sohbet edeceksiniz ama cafeleri karış karış bilmeye gerek yok. Parkları bilin ama. Bir çay bir simit bir paket çekirdekle güzel sohbet mekanları olurlar. Imkanınız varsa bisiket alın yoksa bir çok noktalarda kiralanıyor, bir kaç saatte olsa zaman zaman bisikletle yollara düşün. Herkesin söylediği şeyler var bende söyleyeyim. Imkanlar dahilinde gezmeye çalışın. Temel olmayan bazı ihtiyaçlardan kısıp gezebilirsiniz. Şehir görmek, şehirlerde dostlar edinmek güzel zenginliktir. Çok söylenir ama bende yazayım bir ustadan bir enstruman öğrenin. Müziği sevmiyorsanız resme yönelin. Doğa, büyük sanatkarın elinden çıkmış muazzam bir eser. Bakın, görün. O size ilham verecektir. Bir çok proje var. Muhakkak kendinize, fıtratınıza uygun birini bulursunuz, dahil olun. Paylaşmak çok önemli bence bir şeyleri paylaşın. Yukarda da dedim; üniversitelerde gençler seslerini çıkaracaklar. Gerekli yerde kendinize ve gençliğinize yaraşır uslüpla sesinizi çıkarıp, hakkınızı arayın. Sorumluluklarınızı bilin, ödevlerinizi bilin. Hakkınızı ararken işinize yarar. Sınavlarda kopya çekmeyin bir de. Bunu neden söyledim bilmiyorum ama çekmeyin işte, çekmeyenler üzülüyor. Hak, haktır dostlar. Kendinize olan saygınız için yapmayın. Veee tabii ki bir topluluğa, kulübe üye olun. Hem başka insanlar tanırsınız hem dertlenirsiniz. Bir şeylerin derdini yüklenin. Dertli insanlar devayı ararlar, deva da olurlar.
Tavsiye vermek haddim değil diyerek ilginç bir uslüpa bir şeyler yazmışım, affola.
SORULARINIZ İÇİN: