Kategori: İzmir

Nasıl Ders Çalışmalıyız ?

Fakültemize yeni gelen arkadaşlarımız kafalarında birçok soru ile geliyorlar. Bu soruların birçoğunun cevabı ise bu yollardan geçmiş üst dönem öğrencilerinde. Sınıflarını derece ile geçmiş arkadaşlarımızı konferansımıza davet ederek, fakültemize yeni gelen arkadaşların kafalarındaki sorulara cevap bulmaya ve fakülte hayatlarında başarılı olmak adına nasıl bir yol izlemleri gerektiğine dair  fikirler oluşturmaya çalıştık. Etkinliğimizin sonunda çekilişle şanslı kişilere Anatomi kitabı hediye ettik.

İyi birer hekim olabilmemiz dileğiyle.

Tus ve Alan Seçimi

6 yıllık tıp hayatının sonucunda herhangi bir dalda uzmanlaşmak için girilmesi gereken, adına Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) denilen bir sınav var. Bu sınav tüm tıp eğitimimizi kapsayan bir sınav. Bu kadar uzun süren bir eğitimin ardından (en az 6 yıl) uzmanlaşmak için girmek zorunda olduğumuz böyle bir sınavın olması kafamızda soru işaretleri oluşmasına neden oluyor. Hangi bölümü hedeflemeliyim, hedeflediğim bölümü kazanmam için ne kadar çalışmalıyım, dershaneye gitmeden kazanabilir miyim ? …   Bu ve bunun gibi birçok soruya cevap aradığımız etkinliğimizde Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Radyoloji bölümünde asistanlık görevini yapan 2018 TUS 8.si Dr. Muhittin DEMİR ile bir söyleşi yaptık. Dr. Muhittin beyin tecrübelerinden yararlandık ve kafamızdaki birçok sorunun cevabını bulduk.

Hepimizin iyi birer hekim olabilmesi dileğiyle.

Gezen Dostlar

Dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız. Dostluk, Lütfi Bergen’in o güzel ifadesiyle söylersek, yürürken belirginleşen bir şeydir. Dostluğun en güzel şartıdır yürümek, yani yolda olmak. Yola çıkmış olmak.

Biz de bu hikâyede, bu kazandığımız dostlarla, SİHAT gönüllüleriyle yeniden yollara düşelim ve yeni maceralara yelken açalım istedik. Davetimize riayet edip gelen sevgili Kütahya, Bursa ve Bolu SİHAT ekiplerinin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz bu gezimizde İzmir merkez, Efes Antik Kenti,  Şirince, Foça ve Manisa da dahil olmak üzere birçok yeri hep beraber gezdik, öğrendik. Gezimizin bir kısmında danışman hocalarımızla düzenlediğimiz akşam yemeğinde etkinliklerimize dair fikir alışverişi yaparken aynı zamanda daha yolun başında olan bizlerin geleceğimize yönelik “sevimli kaygılarına” hocalarımızdan ve onların anılarından cevap bulduk.

Farkında Mıyız ?

Bu etkinliğimizde bakmanın, görmenin ve fark etmenin arasındaki ayrımı deneyimleyerek öğrendik. Gün içinde her yerde gördüğümüz tekerlekli sandalyeler için yapılmış rampaların çoğunun aslında olması gereken standartlara uymadığını fark ettik. Özel yetenekli insanlara duyduğumuz farkındalığı onların yaşadıklarını bizzat deneyimleyerek öğrendik. Otistik insanların, bize normal gelen çoğu şeyden aslında ne kadar da rahatsız olduğunu gördük. Görme engeli olan bir insanın evinde geçireceği 15 dakikayı deneyimledik, tamamen karanlık bir odada bize verilen görevleri (Görme engelli bir birey için gündelik olan işlerden) tamamlamaya çalıştık. Daha 15 dakika dolmamıştı ki hepimiz olduğumuz yerlere çakılmak zorunda kaldık. Çünkü görmemenin bu kadar zor olabileceğini o ana dek hiç fark etmemiştik.

Etkinlikten sonra günlük yaşantımızda farkına bile varmadığımız engellenen insanları fark etmeye, sorunlarına daha duyarlı bakmaya başladık.Unutmayalım hepimiz birer engelli adayıyız.