İyileşme Koşusu

Çalıştay, çalıştay genel sorumlusu Dilara Balyimez ‘in şu konuşması ile başladı: “Önemli olan şeyin elde ettiğimiz, görünürde olan sonuç değil bizim çabamız ve gösterdiğimiz bu çabanın bize katkıları olduğuna inanıyoruz. Yusuf Genç’in bir yazısında dediği gibi ‘ Şarkının en güzel yeri koşunun kendisidir. Şarkının en güzel yeri kazanmak değil. Şarkının en güzel yeri ezici kalabalıklarla zafere varmak da değil. Büyük kalabalıkları kendine ikna edip çok olmak hiç değil. Paraya ve giderek daha çok paraya sahip olmak değil. Yarıştıkların imkânlarına kavuşmak hiç değil. Şarkının en güzel yeri koşuyu kazanmanın coşkusu bile değil, koşunun kendisidir.

Şarkının en güzel yeri şarkının kendisidir çünkü. ‘ biz şarkıya inanmayı hiç bırakmadık. Bıraksaydık hareket olmazdı. Bıraksaydık şuan koşuya geçemezdik. Bu zordu, bir zorun hakkından gelmeden güzele ulaşan yok elbette. Biz güzelsek bizde bir değer varsa değerli olan insanlarında o değere eğilim göstereceğini biliyorduk. Başlarken 8 üniversiteydik. Hatta afişimizdeki 8 kulvar da bu anlama geliyor. Şimdi çok bereketlendik 14 üniversite bir aradayız. Bundan sonra da SİHAT olarak daha büyüyüp, güzelleşip, iyileşerek hareketimize devam ederiz inşallah.”

Daha sonra 1. oturum Havva Sula ile ‘’Huy Kalıpları’’ üzerine idi. Burada anahtar kelimemiz ‘’Uyum ve İletişim’’ . Bu oturumda katılımcılara, birinde 3 tane 1 tl fotoğrafı olan diğerinde 3 tane farklı yerleşimli dikdörtgen olan 2 fotoğraf gösterilip yorumlanması istenildi ve yorumlamalarına göre

  1. Tüm paralar ve dikdörtgenler aynı diyenler; Aynılıkçılar
  2. Önce benzerlikleri görüp sonra farklılıklardan bahsedenler: Nitelikli Aynılıkçılar 
  3. Sadece farklılıkları görenler: Farklılıkçılar
  4. Önce farklılıkları görüp sonra benzerliklerden bahsedenler. Nitelikli Farklılıkçılar

şeklinde sınıflandırıldı.

2. oturumda Abdullah Uçar ile gelecekte biz sağlıkçıları neler bekliyor bunların üzerine konuştuk. Katılımcılara sağlık denince aklımıza gelen 3 kavram, sağlık nedir, sağlık hizmetini kim sunar gibi sorular yöneltildi. İlk sunumda teknolojinin tıptaki artıları, eksileri ve geleneği sarsan yenilikler üzerine konuşuldu. İkinci sunumda ise tıbbiyeliler için nasihatler ve tavsiyeler verildi.

3. oturumda Talha Karadoğan gönüllülüğün tanımını şöyle yaptı: ‘’ Gönüllülük; kişinin maddi çıkar beklemeden ailesine ve çok yakınındakilere toplumsal kalkınma adına yapılabildiği her şey. Bir toplumu bir kurumu daha iyi hale getirmek için karşılık beklemeden yapılanlardır.’’ Çok hızlı akan bir nehirde savrulup gidiyoruz. Bu akan nehirde arkadaşlarımıza bakıp, doğruyu seçip birlikte yürüyebileceğimiz insanlar bulmak güzel şeyler. Mesleğimizin standartları dışında gülümsemek, çocuklarla oynamak gibi çok küçük dokunuşlar belki de bir insanın hayatını değiştirir.

— ‘’Gönüllü olmak gönülden gelen bir şeydir, yaptıklarımıza gönlümüzü katabilmektir. ‘’

Süleyman Ragıp Yazıcılar bizlere ‘’neden dertli gençler olmalıyız?’’ dedi ve sosyal meselelerden, yazarlıktan, gönüllükten, kelam ve kalem ehli olmaktan bahsetti.

-Bir araya gelmekteki niyetimiz çok önemli. Adımlar o niyete göre atılmalı. Bu zamanın gençleri olarak bu zamanın zalimleri ile mazlumları arasındaki mesafeyi sorgulamalıyız. Zalimlere ne kadar uzağız? Mazlumlara ne kadar yakınız?

‘’Hekimlik ve İnsan’’ üzerine Mustafa Yılmaz ile yapılan oturumda doktorluğa adım attıktan itibaren gelişen meslek zorluklarına (beklenti, politika, mevzuat, TUS, hukuki yaptırım gibi) ve ayrıca mesleğin kolaylıklarına değinildi.

-Hekim; hastasının, robot değil,  kendisi gibi duyguları olan bir insan olduğunun bilincindedir. Adı Hikmet değildir ama HİKMET sahibidir; ‘HEKİM’dir. Hekim hiçbir zaman bir insanı makine olarak görmez, ayrıca ölen hastasına da exitus oldu diyerek yabancılaşmaz. Hastalıklarla değil hastalarla uğraşır.

Hocamızın bize son olarak tavsiyesi şu idi: ‘’Bir şeyler yaptığımız zaman ve hangi işi yapıyor olsak da asla işimizin ahlaki temellerini unutmamalıyız. Tüm yaptıklarımız, fayda getirmeli, insanı yıkmamalı, bilakis güçlendirmeli. Yani Allah’a itaat, mahlûkata şefkat ilkesini benimsemeliyiz.’’

6. oturumda nasıl nitelikli bir SİHAT gönüllüsü oluruz, bunu konuştuk. Konuşmacımız Mesut Sezikli gönüllülük, nitelikli gönüllülük, gönüllülüğün sınırı, neye göre, nasıl nitelikli bir gönüllü ve nitelikli bir insan oluruz, hedeflerimiz neler konuları üzerinde durdu. İyi bir gönüllü olmayı piramite benzetti ve dedi ki: ‘’ İyi bir üniversite hayatınız olmalı, hedefleriniz olmalı, donanımlı olmalısınız, sorumluluk sahibi bir meslek, aile yaşantınız olmalı. Tüm vaktinizi gönüllülük faaliyetlerinde geçirerek, ailenize ve işinize önem vermeyerek bu olmaz.’’

— ‘’Hikâyemiz aslında kaderimizin tecellisidir. Kader ise gayrete âşıktır. İyi bir hikâye dileği ile…’’

7. oturumda Havva Sula herkesten 15 yıl sonraki kendilerini hayal etmelerini istedi. Bunun sebebini ise şöyle açıkladı: ‘’ Bugünden yapacağınız tercihler sizin ilerdeki hayalinizi belirler o yüzden hayal edin ve bugün ona göre tercihinizi veya vazgeçişlerinizi yapın. SİHAT olarak biz bugün neler yapacağız? Başından beri istikametiniz olacak ve bugünden yaptıklarınızın hepsi onun için olacak.’’ Daha sonra başka bir etkinlikle ‘’yolumuzu ve hedeflerimizi belirleyip ona göre strateji belirlememiz gerektiğini’’ anlattı.

Son oturumda Yusuf Özdemir ile sosyal medya, site ve blog çalışmaları üzerine konuşuldu. Sosyal medyanın bireysel hayatımızdaki etkileri konuşulurken kullanımı kontrol altına almak, arada nefes almak gerekli denildi. Ayrıca her platformun farklı kitlesi olduğundan, (örneğin twitterda içeriğe instagramda görselliğe önem) platformlarda o kitleye uygun dili ön plana çıkarmanın gerekliliğine değinildi. Yapılan faaliyetlerin de neresi, nasıl gösteriliyor dikkat edilmeli.

— ‘’ Yeni gelen teknolojiyi biz konuşup, medeniyetimizle, kültürümüzle ilişkisini analiz edemeden toplumun tüm kılcal damarlarına kadar işliyor.’’

Ve son olarak atölye çalışmaları yapıldı. Atölyede şu sorular ele alındı, çözümler arandı:

  • İyiliğin aslında bir sorumluluk olduğunun farkında olmak ve bunu fark ettirmek, iyiliği somut olarak görmek, sürdürülebilir ve kalıcı hale getirmek için üzerimize düşenler nelerdir? SİHAT olarak bu anlamda okullarımızda neler yapabiliriz?
  • Kendimiz gibi olanı bulma noktasında SİHAT aracılığı ile neler yapılabilir? Okullarımızda dönemler arası iletişimin güçlü tutulması, yeni gelen öğrencilerin okula adaptasyonu ve SİHAT’ in devamlılığının sağlanması için ne gibi faaliyetlerde bulunmalıyız?
  • Sağlıkta şiddete konusunda öğrenciler olarak yapmamız gereken çalışmalar nelerdir? SİHAT olarak bu anlamda nasıl faaliyetler üretmeliyiz? Bu konudaki temel sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir?
  • Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık… Fakültesi öğrencileri olarak hak ve sorumluluklarımız nelerdir? Sağlık Hukuku hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Bunların farkında olmak ve çevremizin de farkında olmasını sağlamak için neler yapmalıyız? SİHAT olarak bu konuda neler yapılabilir?
  • Bir hekimin bilimsel ve akademik anlamda sahip olması gereken temel bilgi ve beceriler nelerdir? Bunları kazanmak üniversite yıllarında için neler yapmalıyız? Geleceğin hekimleri olarak tıptaki gelişmeleri nasıl takip edebiliriz? SİHAT olarak buna yönelik ne gibi faaliyetler yapmalıyız?
  • Güncel olayları takip etmek, yaşadığımız çevrenin farkında olmak ve dünyadaki gelişmelerden haberdar olmak için neler yapmalıyız? Hem kendi ülkemizin hem de diğer dünya ülkelerinin sağlık sistemleri ile ilgili bilgi sahibi olmak için bir Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık… Fakültesi öğrencisi olarak üzerimize düşenler nelerdir? SİHAT olarak ne gibi faaliyetlerde bulunmalıyız?
  • Meslek ahlakı ve etiği ile ilgili temel değerleri üniversite yıllarından nasıl kazanabiliriz ve kaybetmeden mesleğimizi devam ettirebiliriz? Hasta-hekim iletişimi, hasta yakını iletişimi, hekimler arası iletişimin önemini kavramak ve geliştirmek için SİHAT olarak neler yapabiliriz?
  • Sanat, kültür, bilim vs. tıp dışı konularda kendimizi geliştirmek, çok yönlü nitelikli bireyler olmak için neler yapmamız gerekir? SİHAT olarak ne gibi etkinlikler düzenlemeliyiz?