Kategori: Edebiyat (Page 2 of 2)

Öz ve Gür

Biz kimseye bağlı olmayan, özgürce kararlar alan bir topluluğuz. Bizi, yine biz yönetiyor diyoruz. Hâlbuki hayatımızda verdiğimiz her kararın arkasında bir şeylere bağlıyız. Çünkü bir karar verirken sadece o anki olayı değerlendirip karar vermiyoruz. Geçmişimizden gelen birikimler ile değerlendirip karar veriyoruz. Bu birikimler sadece bizim birikimlerimiz değil, yaşadığımız bölgenin, ait olduğumuz medeniyetin ve dünya görüşünün birikimleri. Yani bize karar verdiren akıl, yıllardır süre gelen birikim sonucu oluşan bir akıl. Kimilerimizin bu karar verme aşamasında farklı yollar seçmiş olmasının nedeni ise değişen birikim detayları. Peki, biz aldığımız birçok karar da bile özgür değilsek, geçmişimizden gelen bir yerlerdeki kırıntılardan etkilenip ve bunun sonucunda bir birikim aklı ile karar veriyor isek, hiçbir zaman özgürce kararlar veremeyecek miyiz?

Devamını Oku

İnsanlığın Ahengi: Öz

Öz, tıpkı görme engelli birinin kendi karanlığında dokunarak hissetmeye çalışması gibi yıllardır insanoğlunun anlamaya çalıştığı ama bir türlü anlayamadığı o büyük cevher.

Devamını Oku

Geliş Nereden, Gidiş Nereye?

“Biz gelmedik kavga için,

Bizim işimiz sevda için.

Dostun evi gönüllerdir,

Gönüller yapmaya geldik. ”

Devamını Oku

Dünya’nın Çıkan Çivileri

Küçük bir limon ağacının yanında durdum düşünüyorum. Buram buram limon çiçeği kokuyor. Saçlarımdan yağmur damlaları akıyor. Alabildiğine yağan bir sağanağın altında, olsa olsa boyum kadar olabilecek bir limon ağacının yanındayım.


Nasıl bu kadar görmez, duymaz, nasıl bu kadar anlamaz, gaflete teslim olabildik/hala da böyleyiz bilmiyorum. Bizlere emanet olan hiçbir şeye sahip çıkmadık, çıkmıyoruz. Ağaçlara, ormanlara, piknik yerlerine, sahillere, denizlere.. Tepelercesine kullandık, adeta dünyada hatta evrende tek başımıza yaşıyormuşcasına yıkıp geçtik asla arkamıza bakmadık. Ağaçları kesip AVM yaptık. Gezmelere de doyamadık. Ormanlarda ateş yakıp arkamıza bakmadan çekip gittik, eğlencemizden geriye kalan ateşten içinde yaşayanlarla birlikte bir orman yandı. Denizlere petrol döktük, fabrika çöplerini attık, plastik ambalajlarımızı, poşetlerimizi attık şimdi ise denizler kusuyor; poşetlerimizi yiyecek sanan hayvanlar plastik poşetleri yemeye çalışırken öldüler. Sahillere ne kadar içecek şişesi varsa attık, cam olanlar ayağımıza battı. Yine sahillere ne kadar izmarit varsa doldurduk denizde yüzerken elimize izmarit dolaştı.

Devamını Oku

“Mesafeleri Söz ile Aşmak” Yazı Yarışması

Mesafeler artık yeni normalimiz olmuşken bizim gibi muhabbet ve samimiyetin mihenk taşı olduğu topluluklara da bunu aşmak için yeni yollar aramak düştü. Bunu sözden daha iyi ne ile yapabiliriz ki? Konuşacağız, konuşacağız ve yine konuşacağız… Söylenmeye değer ne varsa bıkmadan usanmadan tekrar edeceğiz. “Biz bağıracağız, birileri hiç duymayacak…” Yazacağız! Öğrendiğimiz, bildiğimiz ne varsa yazacağız. Biliyoruz ki yazılmayan her şey bir gün unutulur ve bizim hiçbir şeyi unutmaya niyetimiz yok. Her şahitliğimiz gelecek günlere aktarmaya değer.

Devamını Oku

Bir Akşam Masalı

Gün batımını izlerken;

batarken o ihtişamlı Güneş-

Ve çekilirken kainat

Devamını Oku

Kudüs’te Staj

Kudüs, Miraç’ın şehri Kudüs. Kalbimin Kudüs’ün yandığı gibi yandığı, bir cevap aradığı vakitlerdi Kudüs’te staj yapmaya karar verdiğim vakit. Daha önce Kudüs’e 7-10 Aralık 2017’de gitmiştim, yangının 100. yılında. O ziyaretimde Zeytindağı’nda bir hastanemiz olduğunu ve bu hastaneye daha önce staja gidenler olduğunu duymuştum.

Devamını Oku

İlk Tanışma

İlkokul ikinci sınıfa gidiyordum. Sonbahar mıydı kış mıydı tam hatırlamıyorum ama kış olsa gerek, sobanın çıtırtılarını hatırlıyorum. Sanki hafta sonuydu ya da değildi tam bilemiyorum. Ailece evdeydik, onu biliyorum. Çeyrek asrımı tamamlamaya yakınken bu kadar uzak anıları fotoğraf kareleriyle canlandırabiliyorum.

Devamını Oku

Besmeleli Meslek

  Seviyorum insan tanımayı ve bazı insanlarla aynı döneme denk düşmüş olmayı. Ömer Lütfü Mete’yi de yakın bir zamanda tanıdım, malum artık tanımak demek yüz yüze tanış olmak anlamını taşımıyor, mekanı cennet olsun inşallah. Kendisinden bahsedilen bir yazıyı görmem üzere onu biraz araştırmak isterken hayatını anlatan bir belgesel izledim, yaklaşık bir saatlik belgeselden işittiğim şu iki kelime epeydir aklımda dönüp dolaşıyor: ”Besmeleli meslek”.

Devamını Oku

Orta Doğu’da Çocuk Olmak/Olamamak

Ve çocuklar erken büyür

Gazze’de, Kudüs’te, Halep’te

Yüzlerine kan bulaşır.

Tebessümü alır, hüznü getirir.

Devamını Oku
Newer posts »